top of page
Search

Hellööö, Başlıyor muyuz?

Hoş geldiniz öncelikle. Neye dahil olduğunuzu bilmeden bana güvenip adınızı sanınızı email adresinizi falan bırakmanızı sağlayan bağımıza sağlık öncelikle. Kişisel verilerinizin bilmem ne kanunu sizin yaşadığınız dünyanın farklı yerlerinden benim olduğum yere kadar falan nasıl koruyacağımı bilmesem de, bana ne bilgi bıraktıysanız, o bende. Merak etmeyin.

 

Ne diyeceğim size. Bu web sitesinin kurulması bile 3-4 yıl sürdü yahu. Kimselere güvenemeyince, nereye ne koyulacağı konusunda bir türlü karar veremeyince, ben kimim neyin fesiyim, kimin kimsesiyim konusunu benim adıma başkalarının yazmasını da beğenmeyince... Allahtan bu sırada kardeşim e-commerce falan öğrendi, web sitesi üzerinde uluslararası satış sistemleri falan filan kurdu da, benimki ona yaz akşamı sahilde ayçekirdeği çitlemek gibi geldi en sonunda ben ''Hadi ablam kurban olayım şu işi beraber bitirelim'' deyince.

 

Evet sitenin set-up'ı ona ait. İçini de ben doldurdum. Güzel oldu ayol! Ben sevdim. Siz de gelip sevdiniz herhalde ki kaydoldunuz bu newsletter'a. Kardeşimle ilişkimi, onun bendeki yerini, iyisiyle kötüsüyle bağımızın hayatımdaki yerini bilmeyenler, merak edenler ve dahasını öğrenmek isteyenler için 10 terapist bir araya gelip sevgili İrem Polat editörlüğünde yazdığımız Kardeşliğin Keşfi kitabını tavsiye ederim. Bir bizi değil, diğer meslektaşlarımdan da hem kendi kardeşlik hikayelerini, hem mesleki deneyimlerini bu bağlamda dinlemek isterseniz, birçok kitapevine ve online satış platformlarına yeniden gelmiş. Malum, geçen ayın sonunda bir anda en iyi satan 2. kitap olunca, bulunmaz olmuştu.


Bu ilk mailin konusu bu değil ama size bu şekilde ulaşabilmemi sağlayan sistemin sahibine de bir selam çakalım dedim. Ha size ulaşıp napacaktım peki ben? Ooo bir sürü şey. Olmayacak işler müessesesi biliyorsunuz benim dükkan.

 

Allah bilsin yine kafasında ne var diye kaçınız düşündünüz hadi dürüst olun bana :) Tabii ki, işte size karşılama mesajım:

 

Beraber "Kendine Psikolog'' diye geliştirdiğim kavramı (kusura bakmayın da ''uydurduğum'' diyemezdim bu kadar ciddi! bir newsletterda, değil mi?) bu sefer beraber oynayacağız. Bana göre yaptığım her şey oyun zira. Eğlenmeyeceksem niye yapayım ayol.

 

Bir bakalım, benim için Kendine Psikolog ne demek?

 

1) Sosyal psikolog olmak benim için çok önemli ve hayata bakışımı şekillendiriyor.

2) Psikodramatist olmak benim için hem öznesi hem nesnesi olduğum deneyler yapmama olanak sağlıyor.

 

Bildiğiniz üzere ben benlik denen elle tutulmaz, gözle görülmez bir kavramı ve bu özünü yönetebilmek denen bir motivasyon kuramını çalışan bir bilim insanı ve uygulamayıcıyım. Özerk iyileşme merkezi burası benim için. Yaşama sevincini de bu belirler, bize kalan enerji kaynağımızdır benlik!


Ve niyet ettim böyle bir sosyal psikoloji dersi açmaya.

 

Online. Zamanııııııııı, muhtemelen mart sonu gibi başlar. Zaten yıllardır derslerimde anlatıyorum ama bu biraz daha az pedagojik öğrenme amacı ve onun yerine daha çok entellektüel, spiritüel, duygusal ve sosyal gelişimi hedefleyen yetişkin öğrenci grubuyla yapmak istiyorum bunu. Zaten sizden de yıllardır ders aç gelelim diyen bir grup var ki eğer beni bu işlere bulaştırıp da gelmezseniz valla bozuşuruz. Biliyorum ki ben size anlatırken ''Hocam bu kısım sınavda çıkacak mı?'' demeyeceksiniz. Ah be çocuğuuumm, esas soru şu olsun diyorum derslerde de, ''Hocam bu konu hayatta karşıma çıkacak mı?'' Çıkıyor çünkü. Belki de her gün.

 

IBM ile üniversitede daha önce yaptığımız bir projede konumuz Curriculum to Career Innovations idi. Bilginin kendisi sürekli değişebileceğine göre, müfredattaki bilgiyi, evvela hayat bilgisi ve hatta kariyer becerisi haline nasıl getiririz, esas soru bu. ''Transferable skills'' denir buna ve çoğunlukla soft skill grubunda. Bana göre soft skills are the new hard skills! Bunu o enstitüde söylediğimde de çok wooowww'lar almıştım. IBM'in jargonuna göre ise bunlar ''durable skills''. Sabit, dayanıklı, taşınmaz mal varlıkları gibi. Ders geçme ve GPA kaygısı olan gençler için bunu kavramak zor, ama eminim siz zaten bunu çoktan kavradınız. Bu konu hayatta nasıl karşıma çıkar ve ben bunu nasıl kullanırım? İşte hem psikodramayı hem sosyal psikolojiyi zamanımız el verdikçe beraber öğrenip uygulayalım diyorum. Gelsenize...

 

Biliyorum geç bile kaldım. Geçenlerde Google'da yıllarca üst düzey yöneticilik yapmış bir arkadaşım bana girişimcilik ve inovasyondaki şu kuralı bir daha hatırlattı bu fikrimi ona söyleyince: Özgecim bir ürün kusursuz olana kadar beklediysen geç kalmışsın demektir. Ah bilmem mi.. Sorun şu ki bazen bilme ihtiyacım, bilinme ve hizmet etme ihtiyacımın önüne geçer. Size bu satırları dahi Stanford Üniversitesinin LEAD: Life of Consequences programını takip ederken yazıyorum. Neden? Sanki ben bilmiyor muyum o anlatılanları? İşletme bölümüne ders veren bir endüstri örgüt psikoloğu veriyor o dersi. E ben de bizim okulda MBA dersi veriyorum. Tam da aynı konuda. Benim dersin başlığı daha az juicy and sexy tabi. İşte buna gitmesem en azından vayy beee nasıl da pazarlamışlar kısmını öğrenemezdim böyle afilli işleri. Sonuçları olan bir hayat istiyoruz hepimiz. Peki bunun için ne yapıyoruz?

 

Asenkron ve kıssadan hisse bir ders bu takip ettiğim. Benim size açacağım ise senkron olacak. Boylu boyunca olacak. Şöyle bir Zoomda toplanmayalım mı yani?

 

Benim ABD'de anlattığım tüm dersler iyi hoş güzel de bazen Türkçe İngilizce çevirilerde esprilerim kayboluyor, ona üzülüyorum. Arif'in Manchaster'a attığı golü ararken bu konuya nasıl geldik mesela diyemiyorum derste. Ya da ''masaya çık tepin istersen'' dediğimde kimsenin aklına Ankara Belediye Meclisi gelmiyor. Şimdi bana burada espri anlattırmayın, bilmiyorsanız da google'ayın. İnsan bilmediği neleri öğrenir değil mi.. İşte öyle! Canım size ders açmak istedi, şimdi de bu işleri öğreniyorum. Mail toplamak ne demekmiş, genele online ders açmanın mekanistiği nasıl olurmuş falan filan. Yıllardır sosyal medyadan da çokça gelir bu talep. Sizin de canınız katılmak isterse buyrun kaydolun ders açıldığında. Henüz ücret, saat, gün, süre onları planlama aşamasındayım. Varsa önerileriniz, bu maile direk reply yapabilirsiniz. Benim şu an tek kesin kararlı olduğum birkaç şey var. İlki ya 11 ya da 13 hafta olacağı. Asal sayı yani. Kendimizden başkasına bölünemeyelim diye!


İkincisi beni sertifika mertifika diye darlamayacaksınız. Olacak bir sertifika elbet ama o da psikodramatik bir oyunla sizin kurgulayacağınız bir şey olacak ve önce şunları kabul edeceksiniz mümkünse:

 

  • ''Buraya kendim için geldiğimin farkındayım.''

  • ''Bu eğitime katıldım diye kendimi zaten hali hazırda uzmanlığım/mesleğim olan şeyler dışında abuk sabuk uzmanlık triplerine sokmayacağımı kabul ederim.''

  • ''Sertifikamın sadece katıldığımı dair kendime bi bröve olduğunu, ona buna danışmanlık yapmaya kalkmayacağımı anladım.''

 

Neyse, velhasıl kursa kaydolsan da olmasan da şimdilik "Kendine Psikolog" ailesine katıldığın için çok mutluyum! Ha bu arada bu #kendinepsikolog hadisesinin telif haklarını yaklaşık 3-4 yıl önce satın aldığım için çok mutluyum. Aklıma sağlık. O zaman dutluktu buralar. Bak şimdi online ders oluyor.

 

Ezcümle... Sosyal psikolog olmak benim için sadece bir meslek değil, aynı zamanda hayata bakışımı şekillendiren bir yaşam tarzı. Her gün karşılaştığımız olayları anlamak, insan ilişkilerini keşfetmek ve daha derin bağlantılar kurmak adına bu yolu seçtim. Psikodramatist olmak ise benim için deneyimler yaratma fırsatı sunarken, kutunun içini mi dışını mı düşüneyim derken, ''kutu ne ayol!'' dememi de sağlıyor. Olmayacak işler müessesesi yani. Kendine Psikolog yolculuğunda farklı farklı dersler, ürünler, gruplar olacak zamanla. Bu ilki. Bu benim kendimle daha derin bir diyalog kurma ve başkalarının hikayelerine saygıyla eşlik etme biçimim. Bu bana göre hem çok ayan beyan hem de çok gizli olan güçlü bir kaynak.

 

Bu güçle, birlikte sosyal psikoloji dünyasını keşfetmeye ne dersin?


Coşkuyla,

Özge

73 views0 comments

Recent Posts

See All
bottom of page